12 Ağustos 2013 Pazartesi

Film gibi Geçen Bir Hayat...



...değil tabi benimkisi =) bildiğiniz, sıradan bir insanoğluyum en nihayetinde...öyle atraksiyonlu ve bol adrenalinli bir hayatı geçtim, gencecik yaşımda emeklilik hayalleri kuruyorum... 
 ya durum o kadar vahim... Mesela bugünüm o kadar şahane idi ki 09:00'dan 16:30 a kadar susmadan konuştum...neden? çünkü ders anlattım... Ders anlatmaya bayılıyorum özellikle günümdeysem ama bayılmam bunu heycan verici kılmıyor ki bugün Pazartesi olmasına rağmen haftanın yarın bitmesini istiyorum mesela herkes gibi...Şu an ise öyle uykum var ki hala işteyim ve mesai bitmesine rağmen uykusuzluktan kalkıpta metrobüse bile gidemiyorum...Tabi bir de vücutta yersiz bir seratonin salgısı ve endorfin bulamacıyla da boğuşuyorum ve yorgunluk??? Pek çeliştik ama =)...Sorarım kendime bu anlamsız mutluluk niye??? =)



Hal böyleyken yani çok manidar bir şekilde yaşarken...halime kitap-film-müzik ve tiyatro yetişiyor... Normalde rutinim hep koşuşturmaca olduğu için (ki bunun için en büyük suçlu benim çünkü işime gelmeyen konularda hep son dakikacıyımdır ama keyfi bir şey ise ohoo excel de 2143546547 kere planlanmıştır =) Nedeni ise o kadar açık ki çünkü hayata mola veremeyen bir insanım, deliler olur ya kaptırır gider...böyle düşermiyim, ne olur demeden koşarlar ve hiç farkında olmadan çevresindekilerin... işte ben de öyleyim bir parça...Sürekli bir telaş içinde ne olduğunu da anlamadan geçiyor günler, yollar, insanlar ben de yaşıyormuşum gibi yapıp günlerimi sodexo kartı gibi değeri etmeyen şeylere tüketiyorum. 
ya tabi... beterin better'ı var =) uykusuzluğun yan etkileri =)

Gerçi başlık filmler üzerine ama benim için 4 yapraklı yoncalar, hayatımı bir parça tek düzelikten çıkarıp ona renk katan...en hesaplısından ve en kestirmeden beni alıp, alıp bir yerlere götürenler...Baş rol filmlere dönersek =) Mesela "Motosiklet Günlükleri" ile Küba yolculuğu veya "Delicatessen" ile psikopat olmanın verdiği haz... Veya "Jeux de Enfants" ile çocukluğuma yolculuk ...2-3 saat alıyor ve götürüyor ruhumu... çünkü empati yapmayı severim kitabı-oyunu-filmi sevmedim mi kurguyu hemen mekana ve karaktere odaklanırım ve bulurum elbet bir şey...en sıkıcı filmlerden birinde bile kızın şalı için sonuna kadar izlemişliğim vardır. 


                                             " Motosiklet Günlükleri"- Motorcycle diaries



                                                               
   "Şarküteri"-Delicatessen


 "Cesaretin Var mı Aşka?" Jeux d'enfants

O yüzden en çok festival filmlerine bayılırım çünkü tam anlamıyla empati yapıp, yaşayabildiğim gerçekçi yapımlardır...öyle milyon dolarlık dekorlu filmlerde fa-ü-latün fantastik olmadığı sürece bana estetik güzeli kadınlar gibi gelir, hmmm der geçerim. O yüzden ne yapmalı ruhumuzu doyurmak için bol kitap okumalı ki yeri gelmişken söylemeli =) çeyiz niyetine mini bir kütüphane ve hatrı sayılır bir film arşiviyle metrekaremizi daha da küçülttüm ama hepsi benim canım et-tırnak ilişkisi yaşıyoruz kendileriyle =) Kıssadan hisse son 5-6 yıldır istisnasız takip ettiğim Film Ekimi ve İf İstanbula mutlaka gidin...Ruhunuzu doyuracak güzel bir aperatif veya akşam yemeğiyle karşılaşmamanız işten bile değil, üstelik sodexo'suz =) Salıncakla kalın, salıncaklar eğlencelidir...=)

4 yorum:

  1. festival filmleri de canimi ye:) o kadar mi mest olur bi insan. bambaska bi dunyanin icine giryorum o filmleri izlerken bulundugum mekan an insanlar hersey bi anda gidiyor adeta benim icin. yasamam icin o kadar guzel bi mola ki sinema ve kitap. yasasinlar iyi ki varlar:) hollywood ise aynen dedigin gbi bol estetikli yapay bi guzellik " iyi hos. zaman da gecti' dedirten filmler cogu, istisnalari olsa da :) ins nisan yazini da sabirsizlikla bekliyorum arkadasim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esracığım biliyorum mahcubum nişan konusunda oldukça geciktirdim ama şimdi yazmaya başladım onu da =)

      Sil
  2. hadi beraber film izleyelim eskisi gibi :( yazını okurken bu anı bi kere daha yaşadım dedim o kadar net hatırladım biz senle önceki hayatımızda kesin tanısıyoruz:) Jeux d'enfants 'ı hep beraber seyretmiştik şimdi görünce çok özlediğimi farkettim o günleri :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. eee tabi canım az koymadık aynı yastığa başımızı =)inan ben de o kadar çok özlüyorum ki...

      Sil